2022 © Kıbrısemlakmerkezi.com
yakınlaştırmayı etkinleştirmek için tıklayın
aranıyor
Hiç sonuç bulamadık
haritayı aç
Görüntüle Yol haritası Uydu Hibrit Arazi Lokasyonum Tam ekran Önceki Sonraki
Gelişmiş Arama
Arama sonuçlarınız

Hazine Evler Brokerı Gözde Deniz Bilir ile tanıştınız mı?

13 Aralık 2017

Kıbrıs emlak sektörüne hızlı bir adım attı, dikkat çeken projeler gerçekleştiriyor. Hazine Evler Brokerı Gözde Deniz Bilir, hedeflerini anlattı. İşte detaylar.



EKONOMİ KIBRIS PRESTIGE

Kendinizi tanıtır mısınız?

Ben 1983 Ankara doğumluyum. Asker bir ailede büyüdüm. Kamu Yönetimi ve Maliye olmak üzere 2 üniversite bitirdim. Babamın yoğun ısrarlarını aşarak bankacı oldum. Babam da beni kendisi gibi asker yapmak istiyordu. Benim yerime formlar doldurur, beni askeriye sınavlarına sokardı. Teğmen olmam hayali vardı. Onu aştık bankacı oldum, sonra madem bankacı oldun Oyak Genel Müdürlüğü’nde çalış dedi. Yine askeriye bağlantısı tabii. HSBC’de ilk kariyerime başladım.

Daha önce neler yaptınız?

2011 yılına kadar Ankara’da bankacılığa devam ettim.

2011 yılında evlilik dolayısıyla adaya yerleştim. HSBC’de bölge yöneticiliğine kadar terfi etmiştim. Evlenip kariyeri bıraktım bir kenarda ve adaya yerleştim. İyi ki de yerleşmişim.

Adaya geldikten sonra bankacılık hayatına tekrar devam etmek istiyordum. Adayı bilmediğim için önce yerel bankada çalışmak istiyordum ki buradaki yasaları ve işleyişi öğrenebileyim diye. 1 sene yerel bir bankada müfettişlik yaptım.

Sonra şube bankasında çalışmaya başladım(TEB). Yaklaşık 4-5 yıl özel bankacılık ve portföy yöneticiliği yaptım. Sonrasında yeni bir şey yapmam lazım dedim. Yaşım daha genç ve başka bir tecrübe edinmeliyim diye düşündüm.

Neden emlak sektörünü seçtiniz?

Dediğim gibi hep mevcut düzende dönmeye başladım kendime yeni bir şeyler katmam lazım diye düşünüyordum. Baktım ki tükeniyorum çünkü. Kendi profesyonel hayatıma ilave yapamıyorum. Daha sonra Erol Koşanlar ile tanıştık. O beni yavaş yavaş ikna etti ve ben bankacılığı bıraktım. Ne olacak, başaracak mıyım, başaramayacak mıyım diye sonunu düşünmedim. Ve bu sektörde burada buldum kendimi.

Aslında o ana kadar brokerlar, kurumsal müşteriler, emlak ofisleri bankadan müşterimdi. Çok fazla müşteri kitlem vardı ve dönem dönem insanlar sorardı, neden bu işi yapmıyorsun diye. Zaten birçok şeyi biliyorsun, süreci biliyorsun.

Çok tedirgin başladım. İnsanların gözünde bankacı Gözde olarak oturmuştum. Neyde iyi olduğumu ispatlamıştım. Benim için yeni bir sektör, yaptığım işten çok farklı değil ama yeni bir sektör neticede. Bu sektördeki insanlara kendimi kabul ettirebilir miyim, yapabilir miyim endişesi vardı. Ama hiç korktuğum gibi olmadı.

Burada sekizinci ayım ve sekiz ayda ben sekiz yıldır bu işin içinde olan insanlarla karşı karşıya geldiğimde, bilgi donanımı anlamında, karşımdaki müşteriyi aydınlatma anlamında, 1-0,2-0 önde hissediyorum kendimi. Şımarıklık olarak anlaşılsın istemiyorum ancak gerçekten konuya hakimim. Bu da geçmiş tecrübelerle alakalı bir durum.

İyi ki başlamışım diyorum, çünkü keyfim çok yerinde.

Uzmanlık alanlarınız hangileri?

2002 yılında bankada gişede başladım. 5-6 yıl operasyonculuk yaptım. Sonrasında 10 seneye yakın pazarlama tarafındaydım. Orada da para satıyordum. Dünyada en kolay satılabilir şeyi satıyordum. Şimdi de gayrimenkul satıyorum.

Her ikisi de ciddi anlamda ihtiyaç aslında.

Emlakta da daha 8 aydır bu sektördeyim ve şu alanda uzmanım diyebileceğim bir konu yok. Uzmanım ve profesyonelim kelimesini ben diğer insanlar gibi hemen söylemiyorum.

Zaten ben piyasaya direk girmedim, eğitimlerle başladım. Yaklaşık 3 aylık bir eğitim aldım. Yaklaşık 5 aydır pazarlamaya başladım. Bu konuda uzmanım dememeliyim şu anda.

Diğerlerinden farkınız neler?

Bir kere ‘biz en iyiyiz’ demiyorum, bunu herkes söylüyor. Bizim ilk çıkış noktamız, seksenden fazla emlakçılar birliğine kayıtlı ofis var ve sayısını bilmediğimiz bir ofise bağlı olmayan bir o kadar daha kişi var. Bizim bunlardan ayrışabilmemiz için, benim de bankacı Gözde ünvanından kopabilmem için bir şeyi farklı yapmam gerekiyordu.

İlk başta ne yapabilirdim, çok şık bir ofis yapmam lazımdı. Yaklaşık 250-300metre kare büyüklüğünde bir ofis dekore ettik. Misafirlerimiz, müşterilerimiz, dostlarımız geldiğinde onlara keyifle hizmet verebilecek teknolojiyi de içerine koyduk ofisin. İlk farklılığımız buydu, 2 masa ve 3 sandalye ile bu işe başlamak istemedik. İnsanlar kapıdan girdiklerinde o güveni, kurumsallığı ve profesyonelliği bu şekilde hissetmeleri gerekir diye düşündük. Hakikaten de bunu çok kısa sürede yapmışız ve gelen insanlar çok beğeniyor. Kadın eli değmiş diyorlar. 5 ay gibi kısa bir sürede insanlar Hazine Evler’in var olduğunu yavaş yavaş konuşmaya başladılar.

Sonra içeriye aldığımız danışmanları, resimlerde kalabalık olsun diye değil, bizim sektörde içeriyi doldur mantığı var ben öyle de düşünmüyorum düşünmüyorum, içeriye aldığımız danışmanı ilgilenip çok güzel eğitip, daha sonra onuna çalışmak gerektiğine inanıyorum.

Yarım gün başka bir işte çalışıp, diğer yarım gün gayrimenkul danışmanlığı yapan insanlarla değil de bu işi gerçekten yapmak isteyen insanlarla çalışmanın daha faydalı olacağını düşünüyorum. Dışarı da onu hangi title ile anacaksın. Hangi işe öncelik verecek, hangisi onun için önemli? Sektörden insanlar istemedim. Burada benimle çalışan arkadaşlarımın, benim gibi bakmasını istiyorum işe. Kıyafet, duruş, müşteriye olan satış yüzü, güveni hissettirmesi lazım. Şu anda 17 kişiye ulaştık ve onu da sağladık. Sadece 1 kişi sektörden.

Bizdeki arkadaşlar hali hazırda çalışıyordu. Kimi bankadaydı, kimi psikologtu, kimi sunucuydu, hiç kimse bir işi olmayı da emlakçı olmaya karar veren insanlar değil. Hepsi kariyerime bu yönde devam etmek istiyorum diye geldiler. Başarısız olup da bu tarafa yönelmediler. Sektörden olan insanlar her şeye “ama” ile başlıyorlar, bu da sıkıcı bir durum, bunu yaşamak istemedik.

Hedefleriniz neler?

Biz aslında yeni bir marka oluşturuyoruz. Yeni doğan bir bebek aslında. Bizim elimizde büyüyor. Ekibimizde ki arkadaşlarla birlikte büyütüyoruz aslında. Herkes bir taraftan büyütüyor.

İkinci senenin sonunda artık Hazine Evler dediğinizde, müteahhidi, alıcısı, satıcısı, vatandaşı bizim ofisimizin emlak işi yaptığının yanı sıra bizi artık evde ki birini önerecek hale geliyor olmamız lazım. Ve sadece ev alım satım yönünde değil, tamam kızım ya da oğlum bu işi yapacaksan Hazine Evler’e git, bu işi doğru dürüst yap demeleri lazım.

Bu işte beklentileriniz neler?

Kendi asıma söyleyeyim, ben hala insanların telefonlarında TEB Gözde olarak kayıtlıyım. Bir süre sonra telefonlarında artık TEB Gözde değil de, ev almak ya da satmak istediklerinde akıllarına ben geleyim. Ofisimdeki arkadaşlarım gelsin akıllarına.

Para kazanmak zaten işin kaçınılmaz tarafı. Bu doğrultuda ilerlersek bu olacak zaten. Ama söylüyorum ya para kazanmaktan önce başka şeyleri inşa etmemiz gerekiyor. Bir gayrimenkulü satarken lütfen annenize ya da babanıza satar gibi dürüst olun. Kazandırmadan kazanmayın. önce karşı tarafa kazandır sonra sen kazan.

Hazine evler bir marka olma yolunda ilerliyor ve olacak. Danışman arkadaşlarımın da marka olması için savaşıyorum. İnsanlar tabelaya ilk aşamada geliyor, markanın altında marka olmak çok önemli.

Ofis görselliği dedik, danışmandan bahsettik, üçüncü en önemli şey de bilgi. Sen bunca görselliğin altında boş bir beyinle karşılaşırsan tüm bunlar boşuna çaba olur. Gelen insanların her konuda bilgi edinmesi lazım danışmandan. Bunları sağlıyorsan zaten vazgeçilmez olursun.

Acemilik döneminde yaşadığınız en komik olay nedir?

Hiç unutmuyorum bir tanesini. Biz kiralık işine bu ofiste bakmıyoruz. Ayrımcılıkla ilgisi yok kesinlikle yanlış anlaşılmasın. Satış kadar emek ve zaman harcıyorsun, satış kadar dikkat etmelisin. Mal sahibi kiracıyla sorun yaşadığında seni arıyor, kiracı da musluğundan su akmadığında seni arıyor. Yani sen aradan çekilemiyorsun.

Ben bu işe ilk başladığımda beni kiralık için aradıklarında çok heyecanlanıyordum, koştura koştura gidiyordum. Bütün işi gücü bırakıp onunla uğraşıyordum.

İlk kiraladığım bir akrabamın eviydi. Kiraladığım kişi de çok samimi bir müşterimdi bankadan. İkisini buluşturdum, 48 saatte kiralandı diye de reklamımı yaptım. Daha birinci ayımda 48 saatte ev kiraladım.

On beşinci günde birbirlerine girdiler. Apartmandan küfler çıktı, panjurla su akıtmaya başladı. Yani benimle alakalı olmayan evle ilgili tüm sorunlarda iki tarafta beni aradı. Sonra bana verdikleri hizmet bedelini geri istediler. Ben ikisine de geri ödedim. Evi de boşalttılar, kötü olan da ben oldum.

O gün bu gündür kiralık işi yapmıyoruz. Bu da benim yaşadığım trajikomik olaydı.


En güncel haberlere erişmek için mail listemize abone olun

Listeleri Karşılaştır