2022 © Kıbrısemlakmerkezi.com
yakınlaştırmayı etkinleştirmek için tıklayın
aranıyor
Hiç sonuç bulamadık
haritayı aç
Görüntüle Yol haritası Uydu Hibrit Arazi Lokasyonum Tam ekran Önceki Sonraki
Gelişmiş Arama
Arama sonuçlarınız

Kıbrıs emlak sektöründe tapu krizi büyüyor!

27 Nisan 2017

Taşınmaz mallarda yaşanan sorunlar nedeniyle mahkemeye taşınan binlerce dava var. İşte detaylar…



Avukat Boysan Boyra, son günlerde taşınmaz mal satışlarının arttığını belirterek, Annan Planı’ndan sonra yabancıların evlerini satıp gittiğinin doğru bir analiz olmadığını söyledi. Boyra, taşınmaz mal satışlarının artmasının iç tüketime yönelik olmadığını belirterek, yurttaşların taşınmaz mal almak için kuyruğa girmesinden kaynaklı bir artışın olmadığını kaydetti. Boyra, ülkedeki taşınmaz mallara tamamen bir dış kaynaklı talebin olduğunu ifade ederek, parasını değerlendirmek isteyen dış kaynakların yatırım amaçlı taşınmaz mal alımına yöneldiğini söyledi. Boyra, bu durumun inşaat sektöründeki sorunların düzeldiği anlamına gelmediğini belirterek, ülkede taşınmaz mal sorununun çok ciddi bir sorun olduğunu kaydetti.

“Binlerce dava dosyalandı”

Boyra, bu sorunun üç beş kişinin sorunu olmadığını ifade ederek, yaklaşık 10 bin vakanın olduğunu söyledi. Boyra, mahkemelere açılan ve devam eden binlerce taşınmaz mal davasının olduğunu belirterek, kişinin haksızlığa uğradığını veya kandırıldığını düşünerek, parasını ödediği halde evini devralamadığını ifade ediyor. Boyra, şunları söyledi, “Ev satanlar bir şekilde taahhütlerini yerine getirmiyor. Konu mahkemeye taşınıyor. Sözleşmeler ise bu sorunları çözmekten aciz kalıyor. Daha da enteresan olan devlet bu işin dışındaymış gibi duruyor. Ev satın alanlarla satanların arasında bir zamanlar bir komisyon kurulmuştu. Sorunları çözecek olan o komisyona ne oldu?”

“Devlet daha etkin olmalı”

Avukat Boyra, söz konusu komisyonun Annan Planı oylanmazdan önce kurulmuş bir komisyon olduğunu belirterek, fonksiyonel olmayan bir komisyon olduklarını kaydetti.

Sadece insanları dinleyerek, bir yerlere not alarak, toplantı yapmaktan başka bir iş yapılmadığını ifade eden Boyra, devletin çok daha etkin bir şekilde işin içinde olması gerektiğini söyledi. Boyra, devletin ve ilgili bakanlığın bakış açısının bu işin özel hukuk alanına girdiği yönünde olduğunu dile getirerek, “bir tarafta alıcı bir tarafta satıcı diğer tarafta müteahhit. Bizim bu işin içinde ne işimiz var diye düşünülüyor” dedi.

Boyra, şöyle devam etti, “Halbuki bu satıcılara bu müteahhitlerle bu tarz sözleşmeler yapılırken denetim uygulamamaktan devlet sorumludur. Annan Planı döneminde kafeterya işleten kişiler artık emlakçı olacağım deyip müteahhitliğe soyundu. Burada devletin denetim gücü nerede? Eğer ki müdahale edilmiş olunsaydı, birçok sorun çözülebilirdi. Devlet bir komisyon kurarak tüm bu taşınmaz mal olayı sorunlarını çözebilir”

“Müteahhitin avukatı her iki tarafı da koruyamaz”

Boyra, taşınmaz mallarda meydana gelen sorunlardan en önemlisinin, mal alan yabancıların KKTC mevzuatının kendi ülkelerinde uygulanmakta olanla aynı olduğunu düşünmeleri olduğunu söyledi. Boyra, bir sözleşenin imzalanmasında müteahhitin avukatının her iki tarafı da koruyan bir sözleşme yapacağının düşünüldüğünü, bunun son derece yanlış olduğunu kaydetti. Boyra, bir avukatın parasını hangi taraf ödüyorsa onun hakkını savunduğunu, objektif davranmadığını ifade ederek, “taşınmaz mal satın almak isteyen mutlak kendi avukatıyla birlikte kendi hukuki durumunu incelemeli, avukatının talimatı doğrultusunda bir sözleşme imzalamalıdırlar” diye konuştu.

“Sadece müteahhitin yer aldığı bir sözleşme ihtilafa gebedir”

Boyra, bir satış sözleşmesine bakıldığı zaman, müteahhitin malı inşaat bittiği zaman devredeceğinin belirtildiğini, ancak bu kişinin müteahhit olduğunu, mal sahibi olmadığını söyledi. Mal sahibinin yer almadığı, sadece müteahhitin yer aldığı bir sözleşmenin ihtilafa gebe bir sözleşme olduğunu kaydeden Avukat Boyra, müteahhit taahütünü yerine getirmediğinde alıcının sadece müteahhit ile baş başa kalacağına dikkat çekti.

Boyra, şunları belirtti, “Bu gibi davalarda sözleşmeleri incelediğimizde sadece avukatın anlayabileceği bir madde olan, ‘planlarla ilgili onay aldıktan sonra iki yıl içinde inşaat bitecek’ deniliyor. Bu ne kadar tehlikeli bir madde. Bunu sadece bir hukukçu anlayabilir. Satıcının hukukçusu değil, alıcının hukukçusu. İnşaat iznin aldıktan sonra iki yıldan bahsedilir. Peki bu inşaat izni ne zaman alınacak? Sözleşmede böyle bir madde olmadığı için karşı taraf sonsuz bir hak kazanıyor”

“Tapu Dairesi’nden kontrol edin”

Avukat Boysan Boyra, taşınmaz mal satın alınırken sözleşmelerde mutlaka inşaat izninin de yazılması gerektiğini belirterek, hem yabancılarla hem de yerli vatandaşlarla yapılan tüm taşınmaz mal sözleşmelerinin birçoğunun acemice yapıldığını iddia etti.

Boyra, alıcının hakkının nasıl savunulacağı analiz edilmeden yapılan sözleşmelerin sonucunda paraların ödendiğini, satın alacaklarını umdukları taşınmazların ise alınamadığını belirtti. Boyra, “Satın alınılacak olan taşınmaz mal ilk önce Tapu Dairesinden kontrol edilmelidir. Üzerinde ipotek olup olmadığı önemlidir. Malın üzerinde engel olmadığından emin olduktan sonra sözleşme imzalanmalıdır. Malı satacak olan malın sahibi mi yoksa bir müteahhit mi? Mal sahibi sözleşmeye taraf olmadan böyle bir sözleşmeyi imzalaması halinde teminattan yoksun kalacaktır. Parası ödenen mal başkası adında, sözü veren başkası olacaktır” dedi.

“Alakası olmayan bir yasaya ek yapıldı”

Boyra, Emlakçılar Yasasına konulan bir madde ile bu imkan sağlanmaya çalışıldığını, bunun tam olmadığını, fasıl 224’ün altında düzenlemeler yapılması gerekirken, alakası olmayan bir yasaya ek yapıldığını belirtti. Boyra, sözleşmenin yapıldıktan sonra 21 gün zarfında Tapuya kaydedilmesinin gerektiğini söyleyerek, bunun satın alana çok ciddi haklar verdiğine dikkat çekti. Boyra, sözleşme yapıldıktan sonra tapuya kaydedilmesi durumunda mala kimse tarafından ipotek konulamayacağının altını çizdi.

“Müteahhit sattığı malı ipotek gösterebilir”

Boyra, halkın bunu bilmesi gerektiğini söyleyerek, taşınmaz malın Tapuya kaydedilmediği zaman müteahitin paraya sıkıştığını ve sattığı malı ipotek göstererek para elde ettiğini kaydetti. Yasaların bir mal satıldıktan sonra o mal üzerinde hiçbir hakkın olmadığını söylediğini belirten Boyra,10 bin taşınmaz mal sorunun olduğunu, ancak hepsinin mahkemeye taşınmadığını söyledi.

“Mahkeme sonuçlandığı halde mağdurlar parasını alamıyor”

Boyra, taşınmaz mal yüzünden mahkemeye taşınan binlerce dava olduğunu, sonuçlananlar olduğu halde mağdur olan insanların parasını alamadığını belirtti. Boyra, “Parayı almadan elde edilen hükmün hiçbir anlamı olmaz” diye konuştu.

Deniz Abidin

Yeni Bakış Gazetesi


En güncel haberlere erişmek için mail listemize abone olun

Listeleri Karşılaştır