Kıbrıs emlak ve Kıbrıs inşaat dünyasında, hatta ülkenin genelinde tüketici hakları ne durumda? Kıbrıs Emlak Merkezi Genel Yayın Yönetmeni Atıl Ayaz, Uluslararası Tüketici Güvenliği Zirvesi’ne konuşmacı olarak katıldı, sonra da izlenimlerini yazdı..
Yazılarımda, yayınlarımda, yorumlarımda hep vurguladığım bir söz var; değişmeyen tek şey, değişim..
Başarıya ulaşmak için değişimin, yenilenmenin ve gelişimin kaçınılmaz olduğunu biliyorum, görüyorum ve yaşıyorum.
Bu haftaya İstanbul’da başladım. 29. Uluslararası Tüketiciler Zirvesi’nin davetlileri arasındaydım. Sivil toplum örgütleri ve iş dünyasını bir araya getiren buluşmada, bir panel düzenlendi.
Ben de o panelde konuşmacı olarak yer aldım. Tüketici haklarında, medyanın önemini anlattım. Bir haksızlığın ortaya çıkarılmasında, mağduriyetlerin topluma ulaşmasında ve aynı şekilde çözüm aşamasının geniş kitlelere duyurulmasında medyanın ne kadar kilit bir görev edindiğini anlattım.
Hatta daha önce sağlık ve sosyal güvenlik konularında yaptığım, “Türkiye’nin en iyisi” ödüllerini aldığım ve bugün hala haber akışlarına yön veren yol haritasını paylaştım.
Bu arada o yıllarda zorluklarla ekrana taşıdığımız bu başlıkların, bugün bültenlerin vazgeçilmez parçası olduğunu görmek, sadece beni memnun etmiyormuş. Ben bu tüketici mücadelesini özetlerken, o günleri yaşayan, çalışmalarımızı yakından izleyen davetlilerden gelen teşekkürler ayrı bir keyif verdi..
Daha önce tüketici hakkı, sadece gönüllü tüketici temsilcilerinin girişimiyle korunuyordu. Onlar çaba harcıyor, onlar hakları savunuyordu.
Ama bu kez gördüm ki, medyanın gücü sistemi değiştirmiş. Artık firmalar da sıkı bir tüketici dostu. Örneğin o gün panelde bir turizmci, bir eğitimci, bir müteahhit ve bir gıda üreticisi de vardı. Ürünleriyle direkt vatandaşa ulaşan meslek grupları bunlar. Yani tüketiciyle bir aradalar sürekli.
Eskiye göre bakış açılarını kıyasladılar konuşmalarında. Daha önce bir ürün ürettiklerini, tüketicinin ona göre alımını yönettiğini söylediler. Ama onlar da diyor, ciddi bir değişim var artık. Son yıllarda tüketicinin ihtiyacına göre tüm üretimlerin şekillendiğini çok net örneklerle bizlere sundular.
KKTC ve Tüketici Hakları
Türkiye’de gerçekleşen bir zirveydi, Türkiye’de tüketici haklarını konuştuk. Tabi yüzlerce kilometre öteden katıldığım için, bana bir de Kıbrıs’ı sordular. KKTC’de tüketici bilincini merak etmişlerdi..
Aslında net bir yanıt oldu benim için. Genelde tüketici hakları konusunda vatandaşın önündeki en büyük engelin, yani özgüven eksikliğinin KKTC’de de baskın olduğunu ifade ettim.
Hatalı ürün aldığını bile bile itiraz etmeyen, küçük bir ülke olduğu için kısa sürede kulaktan kulağa duyulacağını düşünen ve yanlış anlaşılmaktan endişe eden mağdur tüketicilerin yaşadığı birkaç örneği paylaştım.
Aslında sonunda kendi açtığım konuyu, yine kendi silahımla bağladım; medya ile..
Sonuç o ki, tüketicinin çekingen olması gayet normal. Onlara özgüveni aşılayacak olanlar hem gönüllü sivil toplum temsilcileri, hem de dördüncü kuvvet olarak geçen medya.
Bizler tüketicinin sesi olursak, haksızlıkların karşısında durup, onlara doğru yolu gösterirsek, emin olun sorunları en aza indirebiliriz.
Eğer bu bilinç oluşur, kamuoyu tüketici hakları konusunda dik bir duruş sergilerse; ne bir müteahhit aynı evi iki kişiye satmaya yeltenir, ne bir akaryakıt istasyonu pompanın ayarlarıyla oynayabilir!
ATIL AYAZ
Kıbrıs Emlak Merkezi GYY
atil@ayazmedya.com
En güncel haberlere erişmek için mail listemize abone olun
