Size bu yazımda Kıbrıs emlak sektörünün çözüme muhtaç sıkıntalarından birini, sözleşme konusunu yazacağım.
Kelime anlamı olarak sözleşme: İki ya da daha fazla kişi arasında yapılan ve koşullarına uyulması yasayla desteklenmiş olan hukukî işlemler olarak tanımlanıyor.
Yani iki taraf imzalıyor, hukuki açıdan da bağlayacılık taşıyor.
“KKTC’de sözleşme olur mu, olsa da en fazla 4 yıl boyunca git-gel mahkemeye bağlar” sözlerini çok duyuyoruz. Fakat paylaşacağım örnekte bu durumun hiç de böyle olmadığını gördük. Detaylar birazdan.
EMLAK SEKTöRÜNDE SöZLEŞMENİN öNEMİ
Her işte olduğu gibi, emlak sektöründe de gerekli olan çerçevenin çizilmesi, işin sağlığı ve işlemin sorunsuzca halledilmesi en önemli amaçlardan biri. İşte bu süreçte sözleşme devreye giriyor. Sözleşme hem emlak danışmanı, hem de gayrimenkul sahibini güvence altına alıyor.
Emlak danışmanı açısından bakarsak: Tek yetkili sözleşme ile kendini ve portföyü daha çok güvende hissediyor, hatta diğer portföylere göre daha çok sahipleniyor. Çünkü mülk sahibinin aynı amaçla başka danışmanlarla görüşmeyeceğini, görüşse de elindeki sözleşmenin kendisini koruyacağını biliyor.
Mülk sahibi için de avantajı var, az önce de söylediğimiz gibi sınırlar çiziliyor. Sözleşmede belirtilen tarihler içerisinde emlak danışmanının beklenen performansı göstermesi gerekiyor. Oysa sözleşmesiz çalıştığınız zaman, danışmanı ve süreci kontrol altında tutmanız pek de mümkün değil.
Emeği koruma altına alan, hem de işlerin daha sağlıklı ilerlemesini sağlayan sözleşme birçok zaman ihlal ediliyor. İmzalanan sözleşmeler yok sayılıyor, sözleşmeye aykırı davranışlar sergileniyor. Bu zamana kadar birçok örneğini gördük, şahit olduk. Genelde mağdur taraf sessiz kalıyor, hatta mal sahibi ile kötü olmamak için hakkının peşinden koşmuyor. Bu sefer de yapanın yanına kar kalıyor.
KöTÜ öRNEKLER DE VAR
Fakat bu kez tam aksi oldu. İsim ve marka paylaşmadan özet geçeceğim. Büyük bir araziyi pazarlayan emlak danışmanı, bir süre sonra görüyor ki sözleşmeli portföyü, el altından daha önce teklif götürdüğü inşaat firmasına iletilmiş. Hatta haberi bile olmadan anlaşma yapılmış, paralar ödenmiş.
Emlak profesyoneli inşaat sahibi ile konuşuyor, detayları öğreniyor. Sonra da sözleşmeyi yok sayan mal sahibini mahkemeye veriyor.
Birkaç gün önce mahkemeden karar çıktı ve mal sahibinin haksız olduğuna hükmedildi. Şimdi emlak danışmanına ceza ödeyecek.
Yani sözleşmeyi yok sayıp, tek yetkili acente varken, başka emlakçılar ile iş yapmanın faturası hem maddi, hem de manevi olarak bu kez ağır oldu.
Bu kararın tüm Kıbrıs emlak ve Kıbrıs inşaat sektörü için de emsal olacağını düşünüyorum.
En azından sözleşmenin basit bir kağıt parçası olmadığını gördü herkes.
Dİleriz emlak danışmanının bu uğraşı ve zaferi, güzel bir örnek olarak sektörde yankılanır.
NOT: Amaç kimsenin yanlışını gözüne sokmak, hata yapanı da deşifre etmek değil. O yüzden başta da belirttiğim gibi davalık olan tarafların ismi bende saklı kalsın. Küçük piyasa, zaten öğrenmek isteyen rahatlıkla detaylara ulaşabilir.
Bir sonraki yazı konusunu da paylaşayım buradan: Türk koçanlı diye satılan rezidans projesinin tahsis koçanlı çıkması! Sonra ne mi oldu? Yakında..
ATIL AYAZ
Kıbrıs Emlak Merkezi GYY
