Rekabet yapmak isterken, hem birbirlerine, hem de sektöre zarar vermeye başlayanlar var. Konut projesini zamanında satamayan, rakip firmaları hedef tahtasına oturtuyor. Ve bu söylemler, günün sonunda yatırımcıyı korkutuyor.
Kıbrıs emlak ve Kıbrıs inşaat sektörünün farklı bir yapısı var.
Her olumsuzluğu aşabilir, fakat en stabil durumda da kendi içinde sorun çıkarabilir.
Türkiye’nin seçim belirsizliği bitti, para piyasalarında endişe şimdilik de olsa azaldı.
Tam işler açılacak derken, bu kez “dedikodu” silahı çekildi.
Hem de bunu yapan yurtdışındaki inşaat firmaları veya emlak acenteleri değil, maalesef ülke içinde, hatta aynı bölgede iş yapanlar…
Nasıl mı?
Anlatalım…
Örneğin X bir firma, büyük hayallerle başladı projesine.
Daha çizim aşamasındayken satışlara ağırlık verdi.
Tabi o dönem piyasa iyiydi, fiyatlar da şişkin.
“Tek kuruş indirim yapmadan satılır bunlar” düşüncesiyle ilerledi hep.
O sırada da inşaata başladı.
Bugün olmazsa yarın dedi, yarın gitti öbürgün geldi.
Ve inşaat tamamlandı.
Elindeki projenin ise satışını bitiremedi.
Daha ilk gün alıcılara “teslimde en az yüzde 20” prim yapacak denilen evler, o gün satılan fiyata bile gitmiyor artık.
Yani prim yok, hatta indirim başladı.
Böyle olunca eski müşterilerle inşaat firması arasında sinirler gerildi.
Lansman fırsatıyla alan, hatta yüksek kurdan alan, bugün kar etmek yerine, ciddi anlamda zarara uğradığını gördü.
İşte tüm bunlar üst üste birikince ve bu sıkıntıyı yaşayan projelerin etrafındakilerin takır takır satıldığı görülünce, bu kez karalama kampanyası başlıyor.
Bunu bir değil, birçok yerde yaşıyor maalesef sektör.
Konut projesini tamamlayıp ama satamayan, proje aşamasındaki inşaatın bitmeme ihtimalini fısıldıyor müşteriye.
“Zaten X müteahhidin zor durumda olduğunu, her şeyin yarım kalabileceğini” söylüyor.
“İnşaatın temelinin sağlam atılmadığını” da söylüyor, projenin selde zarar gördüğünü de…
Aslında burada amaç “gel sen benim bitmiş konutumu al” demekken, bir anda “iflas ve yarım kalma” endişesi körüklüyor piyasaya.
Hem rakibine zarar veriyor, hem de sektöre…
Sonuç olarak yine satamıyor.
Bu yöntemi kullananlar mutlaka kendine çeki düzen vermeli.
Günü kurtarma kaygısıyla, büyük bir sektörü zan altında bırakmak ne kadar doğru?
O yüzden yatırımcı için de daha bilinçli olması gereken bir dönem, bu dönem.
Kulaktan dolma bilgilerle değil, okuyarak, araştırarak, firmayı sorarak sorgulayarak doğru kararı vermesi daha önemli.
Aksi halde her dedikoduya kulak verilirse, işin sonu gelmez.
KIBRIS EMLAK MERKEZİ
En güncel haberlere erişmek için mail listemize abone olun
