2022 © Kıbrısemlakmerkezi.com
yakınlaştırmayı etkinleştirmek için tıklayın
aranıyor
Hiç sonuç bulamadık
haritayı aç
Görüntüle Yol haritası Uydu Hibrit Arazi Lokasyonum Tam ekran Önceki Sonraki
Gelişmiş Arama
Arama sonuçlarınız

Restorasyon çalışmaları, girişi kapattı!

25 Ağustos 2016

Girne’de Chrisokava Açık Hava Müzesi’ne giden iki giriş yolu da kapatıldı, Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü Fuat Azimli, restorasyon çalışmaları nedeniyle ziyaretçi kabul edilmediğini açıkladı.



Girne’de Karakız koyundaki Chrisokava (yabancı kaynaklarda Kryso Kava olarak geçiyor) Açık Hava Müzesi’ne giden iki giriş yolu da kapatıldı.
Girne Kalesi’nin yaklaşık bir kilometre doğusunda Karakız Koyu’nun gerisinde bulunan ve Klasik dönemden başlayarak ilk önce mezarlık, daha sonra da Lüsignan ile Venedik dönemlerinde taş ocağı olarak kullanılan alandaki ‘restorasyon’ çalışmaları ziyaretçi girişine engel oldu.
Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü Fuat Azimli, bölgede gerçekleşecek restorasyon çalışmaları nedeniyle ziyaretçi kabul edilmediğini, bundan dolayı da girişlerin çalışmalar bitene kadar açılmayacağını söyledi.
Öte yandan bölgedeki trafo binası ve inşaat çalışmaları da dikkat çekiyor.
Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü Fuat Azimli:
“Gerekli çalışmalar yapıldığında girişler açılacak”
Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü Fuat Azimli, bölgedeki restorasyon çalışmalarından dolayı ziyaretçi kabulü olmadığını, bu nedenle de iki giriş kapısının kapalı olduklarını söyledi.
YENİDÜZEN’e bilgi veren Azimli, geçmişte bölgede inşaatların yapımına izin verildiğini verildiğini ancak bu çalışmalardan dolayı eski eserlere fiziki müdahale yapılmadığını belirterek, doğal şartlardan ötürü zamanda duvarlarda bozulmalar yaşandığını ifade etti.
Duvarlardaki bozulmalarla ilgili restorasyon çalışması yapabilmek için uzman arayışında olduklarını, ilgili uzmanların bulunması halinde de gerekli restorasyonu yapacaklarını kaydeden Azimli, çevre düzenlemesi dahil, bütünlüklü projeler hayata geçtiğinde mağaraların ziyaretçiye açılacağını söyledi.
Azimli, çalışmaların ne zaman biteceğine ilişkin süre öngörüsünün olmadığını, en kısa sürede bu çalışmaları tamamlamak istediklerini ifade etti.
Geçmiş yıllarda mağaralara giden 2 farklı girişin demir kapılarının kırıldığından da bahseden Azimli, Kültürel Miras Teknik Komitesi’nin bölgeye giderek, inceleme yaptığını da hatırlattı.
Bölgenin tarihçesi…
Bölgenin tarihçesi ise şöyle: “Girne Kalesi’nin yaklaşık bir kilometre doğusundaki Karakız Koyu’nun gerisinde bulunan bu alan yabancı kaynaklarda “Kryso Kava” adıyla geçerken, yakın geçmişimizde Girneliler tarafından ise “Garagız’ın inleri”, “İnler”, “Gava”(İn) ve “Kava” adlarıyla bilinmekteydi. Klasik dönemden başlayarak mezarlık olarak, daha sonraki Lüsignan ile Venedik dönemlerinde ise taş ocağı olarak kullanılmıştır. Bir zamanlar burada altın bulunduğundan yerleşim yerinin adı altın anlamına gelen “Kriso” sözcüğünden türetilmiştir. Girne şehrindeki çoğu yapıların, özellikle de Girne Kalesi’nin buradan kesilen taşlarla inşa edildiği belirlenmiştir. Yerleşim yerindeki kayalara oyulmuş antik mezarlar ile tapınaklar ilgi çekicidir. Alana yapılan eski evler günümüze kadar gelmemiş olmakla birlikte, evlerin tavanını tutan merteklerin delikleri kayalarda görülmektedir. . Bölgede yeterli su bulunmadığından bunların yağmur sularıyla beslenen sarnıçların yerine kayalara çukurlar da açılmıştır. Karakız’daki kayalık alan ilkin Klasik devirde (M.Ö 480-310) mezarlık olarak kullanıldığından, ölüler, kayalara düzgün olarak oyulan oda mezarlara gömülürlerdi. Mezar odalarının kenar duvarlarında kemerli nişler ile ölülerin üzerlerine yatırıldığı sekiler oyulmuştur. Bir zamanlar bu mezarlarda altın ziynet eşyaları bulunduğundan bu alana “Altın Mağara” anlamına gelen “Kryso Kava” adının verildiği anlatılmaktadır. Daha sonraki Hellenistik (M.Ö 310-30) ile Roma (M.Ö 30 – M.S 330) dönemlerinde de burası hem mezarlık, hem de taş ocağı olarak kullanılmaya devam etmiştir.
Buradaki en önemli yapı, Klasik-Roma dönemlerine tarihlenen kayaya oyulmuş bir mezardan dönüştürülme olan Aya Mavra Kilisesi’dir (Kara Azize kilisesi). Duvarlarında Kapadokya etkilerini taşıyan M.S IX-XI’inci yüzyıl Bizans dönemine ait tarihi duvar freskleri bulunmaktadır.
Bu kilisenin bitişiğindeki kuyu hakkında bir söylenti vardır. Söylentiye göre, kuyunun suyu kutsal sayılmaktaydı. Başı ağrıyanlar bu kuyudan su alıp başlarına dökerler ve başlarından kestikleri bir tutam saçı da kuyunun yanındaki incir ağacının dalına bağlarlardı. Böyle yapanların baş ağrılarının geçeceğine inanılırdı. Alanda kaya kiliselerinin yanı sıra Ortaçağ’da (M.S XV’inci yüzyılda) inşa edilmiş bir de Krysokava Meryem Ana Kilisesi bulunmaktadır. ”


En güncel haberlere erişmek için mail listemize abone olun

Listeleri Karşılaştır