Selçuk Yöntem’in şikayetiyle, Kıbrıs emlak sektöründe büyük bir kriz ortaya çıktı. Aslında bu kriz, yeni olacakların da habercisi gibi…
Kıbrıs emlak sektörü bu kez fırsatlarla değil, dolandırıcılık iddiasıyla gündemde.
Hem de Türkiye medyasının tam göbeğinde…
Türkiye’nin ünlü aktörlerinden Selçuk Yöntem birkaç yıldır Kuzey Kıbrıs’a sık ziyaret edenlerden.
Yatırım yapma kararı aldı, birçok konut projesini gezdi, dolaştı.
Hatta birçoğunda aldığı bile iddia edildi o dönem.
Yanında hep Kıbrıs emlak sektörünün güçlü bir markasında çalışan emlak danışmanı Y. T. vardı.
(Açık isim vermek istemiyoruz. Çünkü suçu ispatlanana kadar herkes suçsuzdur.)
Şimdi ise Avrasya Construction projesinden konut almak için gönderdiği parayla satın alma işlemi yapılmadığı, paranın da iade edilmediğini söyledi, soluğu poliste aldı…
Bu bir kriz, büyük bir kriz.
Fakat şundan emin olun ki, çok daha sancılı bir dönemin işaret fişeği oldu / olacak…
Bu zamana kadar çok yaşandı böylesi.
Merdivenaltı emlak firmalarında, ayaklı emlakçılarda mağdur olan sayısı öyle böyle değil.
Fakat bu kez durum farklı.
Emlak danışmanının hizmet verdiği firma, ülkenin güçlü bir emlak markası.
Ve o danışman o firmanın ödüllü bir takım üyesi.
Neredeyse her dönemde, en çok satış yapan danışmanı…
Soru net, iş nasıl bu noktaya geldi?
Kıbrıs’ta dengeler farklı artık.
Ekonomi ciddi bir acil durum modunda.
Nakit akışı durdu, tahsilat yok piyasada.
Bozulan ekonomiyle birlikte, iş dünyasında etik ve ahlak da zarar görüyor.
Önce döviz krizi, ardından fahiş faiz oranları… Şimdi de Türkiyeli yatırımcının son 3 aydır 31 Mart seçimlerine odaklanması, krizi daha da körükledi.
Satın almalar durma noktasına geldi.
İnşaatçı öyle ya da böyle yoluna devam ediyor.
Özsermayesinden harcıyor, arsa satıyor, kredibiletisyle bankaya borçlanıyor.
Fakat duran satışlar, emlakçılara sert bir darbe oldu.
Çünkü emlakçı satış yapmazsa, para kazanamaz.
Para kazanamazsa, geçinemez…
İşte o yüzden geçen yıla kadar işini gücünü bırakıp emlakçı olanlar, bugün tek tek vazgeçiyor.
Eski işine dönüyor, ülke değiştiriyor ya da başka çıkar yol arıyor.
– Uluslararası emlak markalarını ülkeye getiren, ama franchise bedelini ödeyemeyenler var.
– Tuttuğu ofisin kirasını yatıramayıp, mal sahibiyle mahkemelik olan emlakçılar var.
– Emlak işinde satış yapamadığı için, müşterilerine kartvizit, broşür, katalog basıp, para kazanmaya çalışan emlakçılar var.
– Emlakçılık yaparken, otomobil alıp satmaya başlayanlar var.
Yani özeti şu ki, odak dağılıyor.
Amaç “kaliteli hizmetten”, “para kazanmaya” dönüyor.
Ve ayakta kalabilmek için “para kazan” komutu, maalesef yeni olacakların da habercisi…
Selçuk Yöntem sürecindeki mahkeme ifadesinde ne var?
“Başka bir ödeme yapmak zorunda kaldım” sözleri…
Bu dönemde sadece o kişinin değil, birçok emlakçının geciken ödemeleri var.
Sadece emlakçı değil hatta, inşaatçılar için de aynı durum.
Ve maalesef bu tür kötü örnekler, tüm sektörü zan altında bırakıyor.
O yüzden yatırımcı çok ama çok daha dikkatli olmalı.
Kazanmak için atacağı adımla, mağdur olmamalı.
İşte bu dönemde bir kez daha Kıbrıs Türk Emlakçılar Birliği’ne büyük görev düşüyor.
Hem birliği toplayarak, hem de yatırımcıyı bilgilendirerek sürecin yönetilmesi gerekiyor.
Aksi halde Montenegro’dan sonra, Kuzey Kıbrıs da “yatırımcının dolandırılıdığı yer” algısıyla, büyük bir geleceği kaybedecek…
O yüzden diyoruz ki, Selçuk Yöntem’in şikayetiyle ortaya çıkan skandal, doğru kriz yönetimiyle Kuzey Kıbrıs için bir arınma dönemi olsun…
KIBRIS EMLAK MERKEZİ
En güncel haberlere erişmek için mail listemize abone olun
