Otellere bütçesi yetmeyen, ev alma niyetiyle tatilini bedavaya getirmeye başladı. Özellikle heyecanlı emlakçıların bol keseden konaklama dağıtması, yatırım firmalarını turizm acentesine çevirdi. Geliyorlar, yiyorlar, içiyorlar, geziyorlar ve arkalarına bakmadan gidiyorlar. Detaylar Kıbrıs Emlak Merkezi’nde.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde emlakçılık sektörü, ne yazık ki yeni bir evreye girdi: Yatırımcının değil, tatilcinin peşinden koşan sistem.
Artık önüne gelen, analiz yapmadan, proje bilmeden, müşteri profili gözetmeden “emlakçı” oldu.
Üstelik bir de üstüne, ücretsiz konaklama + transfer promosyonlarıyla yatırımcının ilgisini değil, tatilcinin iştahını kabartıyorlar.
Özellikle yaz sezonunun yaklaşmasıyla birlikte, bu “bedava tatilcilik” anlayışı çığrından çıkmış durumda.
Bazı fırsatçılar, arka arkaya üç-beş farklı emlakçıyı arayıp, aynı hafta içinde birkaç projeden konaklama ayırtıyor.
Amaç yatırım değil, niyet açık: “Biraz da Girne sahilinde dinlenelim…”
Tabi bunun bir sebebi de Türkiye’den KKTC satışı yapan “uzaktan uzmanlar”. Herkese bol keseden Kıbrıs tatili hediye ediyorlar. Hatta bazıları her hafta sonu burada. “Satış yapamadık ama tatil güzel geçti” diye anlatıyorlar herkese. İşte bu örnekler günden güne artıyor.
Sadece emlakçılar da değil. İşleri yavaşlayan konut projeleri, yani inşaat firmaları da bu işin bir parçası. Satış yapabilmek umuduyla tüm tuşlara basıyorlar. Filtreleme yapmadan, tüm fırsatçılara açık çek ile ücretsiz tatil veriyorlar.
Konuya hâkim yatırım uzmanları ise durumdan oldukça rahatsız.
“Bir şehirde her eline dosya alan doktor olabilir mi? Avukatlık yapabilir mi? Ama ne hikmetse, emlakçılık herkesin yapabildiği bir meslek gibi görülüyor. Bu sektöre yazık ediliyor.”
Sektör temsilcileri, ciddi yatırımcıların da bu tablo yüzünden geri çekildiğini ve kaliteli müşteri portföyünün bozulduğunu dile getiriyor.
Kimseye Bedava Tatil Verilmemeli
Emlakçılık hizmeti, tatile değil değere odaklanmalı.
Gerçek yatırımcı, analiz bekler, doğru yönlendirme ister.
“Gel, kal, gez, bakarsın belki alırsın” modeli; hem projelerin değerini düşürüyor, hem yatırımcıyı sıradanlaştırıyor.
Bu nedenle, sektör içinde standartların belirlenmesi, denetim mekanizmasının devreye alınması şart.
Her önüne gelenin emlakçı gibi davranması, Kuzey Kıbrıs’ın yatırım kimliğine zarar veriyor.
Doğru olan nedir?
Gerçek yatırımcıyı teşvik eden sistem, önce niyet ister.
Kaparo yatıran, satın alma sürecine giren yatırımcı için konaklama ve transfer organize edilmesi ise hem saygılı, hem sürdürülebilir bir yöntemdir.
Unutulmamalı:
Yatırımcının vakti kıymetlidir, güveni değerlidir.
Emlakçının görevi otelcilik değil, danışmanlıktır.
KIBRIS EMLAK MERKEZİ
En güncel haberlere erişmek için mail listemize abone olun
